e
sv

Rojhilat’a Düşen Rahmet

Rojhilat’a  Düşen Rahmet makalemiz ile Afgan mültecileri ve Kürtlerin yaşadıkları dramı sizlere aktarmaktayız. Yazarımız Ferda Demirel'in kaleminden Rojhilat’a  Düşen Rahmet...
rojhilat'a düşen rahmet
avatar

Kundir

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 1

    Üzgün

Yazarımız Ferda Demirel Rojhilat’a  Düşen Rahmet başlıklı yazısı ile Afgan mültecileri ile Kürtlerin dramını kaleme almıştır. Mültecilerin bitmez tükenmeyen dramlarına karşı çözümleri yer yer Mültecilerle ilgili ayetlerde de bulabiliriz. Şimdi Ferda Demirel’in kaleme aldığı yazı ile sizleri baş başa bırakıyoruz..
“Bize düşen yalnızca açıkça iletmektir.” (Yasin 17)

Rojhilat’a Düşen Rahmet

Rahmet”in anlamını bilir misiniz? Arapça “rhm” kökünden gelen “rahmet”, “merhamet,esirgeme,şefkat gösterme” yi ifade eder. Allah’ın Rahman isminden türetilmiş bir isimdir. Allah “Sonsuz merhamet sahibi olup, bu dünyada mü’min veya kafir, iyi ya da kötü ayrımı yapmadan tüm mahlukatına ni’met bahşeden Rahman”dır. Kendisine inanın veya inanmayın, sizi esirgeyecek, size merhamet gösterecek, size şefkatle muamele edecek. Yaptığınız veya yapmadığınız iyilikler de önemli değil; yine esirgeyecek, şefkat gösterecek. Allah yaratıcı ve otorite sahibi olduğu halde, Zatına karşı itirazlar ve kanunlarının aşılması karşısında yine de Rahmanlık vazifesini yürütüyor. İlginç değil mi?(1)

Bir müslüman Allah’ın Rahman olduğuna da inanmalı. Zaten Kur’an-ı Kerim’in 114 suresinin, 113’ü “Rahman ve Rahim” isimleriyle başlıyor. Allah’ın binlerce ismi olduğu söyleniyor. Hatta “En güzel isimler Allah’ındır. Allah’a bu isimlerle dua ediniz.” (Araf180) deniyor. Güzel, güzelliği seviyor ve güzel şekilde Kendisine hitap edilmesini istiyor. Bizler de öyleyiz, değil mi? Ve inanın karşımızdaki de öyle, o da güzelliği ve güzel söz ve eylemleri bekliyor. Ah, şu bencillik!  Kör ediyor bizi, karşımızdakini/ötekini duymuyoruz.

Bizlerin bildiği 99 tane içinden neden “Rahman ve Rahim” ismi bu kadar çok zikrediliyor?  Acaba “merhamet gösterme, esirgeme, şefkat gösterme” konusunda çoğumuz zaafiyet göstereceğimiz için mi, sürekli hatırlatılıyor bu isimler? Birbirinden “rahmeti esirgeyen aileler, akrabalar, çiftler, toplumlar, dostlar, düşmanlar, partiler, cemaatler, STK’lar ve en son Devlet” ! Evet, siz niye böylesiniz?

Rahman ismi bir toplumun ve devletin “bireysel haklar” yani “temel insan haklarını” koruması gerektiğini hatırlatıyor.  Birey toplumun genel inanç sistemine aykırı bir duruşa sahip olabilir. Devlet otoritesine karşı çıkabilir. Etnik kimliği, cinsiyeti, statüsü farklı olabilir. Başkalarının haklarına tecavüz etmediği sürece ahlaki durumu da önemli değildir.  Başka bir deyişle; herkesin yaşama hakkı, işkence ve kötü muamele görmeme hakkı,düşünce ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, özel hayatın gizliliği hakkı, adil yargılama hakkı, mülkiyet hakkı, seçme ve seçilme hakkı vb. teminat altında olmalı.  Olmalı da çeşitli uluslarası sözleşmelere de imza atmış bu Müslümanlar, ellerindeki ilahi kanunları gösteren Kur’an’a rağmen neden “şerlerinden dolayı terk edilen toplumlardan ve devletlerden?” “Bizden kaçan, kaçana.”  Evet, “kaçıyorlar.” “Kaçmak”ın tüm türevleri ile- saklanmak, küsmek, terk etmek, susmak, teslim olmak, gizlenmek, iki yüzlü olmak, yaralanmak, istememek– ile “kaçıyorlar.”

“Bizden kaçan bir Afgan kadın” Rojhilat/Van sınırında vefat etti, yavrularıyla tek başına ve soğukta.  Haberiniz oldu mu bundan? Cesedi inceleyenler, kadının ayağına poşet geçirdiğini ve kendi çoraplarıyla çocuklarının ellerini sardığına şahit oldu. “Kıyamamış yavrularına. Elindeki belki de tek varlıkla-çoraplarıyla-onları  soğuktan korumak istemiş.  Yavrularını esirgemek istemiş, onlara şefkat kanatlarını sermiş. Onları yaşatmak için “Rojhilat’a rahmet olarak düşmüş bir Afgan kadın.” Said Kürdi Allah’ın “Kullarının dualarına fiilen cevap verdiği gibi kavlen dahi perdeler arkasında icabet etmesi, rahimiyetin gereğidir.”(Şualar, 7.Şua,sf.156) der.  Çocukların duası “yaşamak”, anneninki de “yaşatmak” mıydı acaba? Dua kabul olmuş, zira; çocuklar yaşamış, anne yaşatmış. Ne kadar acı bir tablo değil mi bizler için? Rahmeti anne ve çocuklar birbirlerine göstermişler ve Allah onlarda tecelli etmiş ama biz onlara karşı rahmeti boca edenlerden olamadık. Anne vefat etti, çocuklar ise yetim kaldı. Hiç olmazsa şimdi merhametli olmak, yetimlere sahip çıkmak gerekmez mi? Bakalım, Allah’ın Rahman ismi kimde tecelli edecek?

rojhilat’a  düşen rahmet
Rojhilat’a Düşen Rahmet

Bölgenin ağır coğrafi koşulları, şiddetli soğuk, bilinmezlik, yalnızlık, insan ve hayvanlardan gelebilecek tehlikeler, insani ihtiyaçlarını karşılayamamak, mahrumiyetler içinde  mahrumiyetlere rağmen  kadını çocuklarıyla bu tercihe zorlayan neydi? “Toplumda ve devlette Allah’ın Rahman ismi tecelli etmemiş ve olgular dünyasında bu belki “kötü muamele görme, fikir ve vicdan hürriyetinden mahrum bırakılma, yaşama karşı tehdit vb.” olarak şekil aldı. Belki ne yaşadığını anlatacak birileri çıkar. Belki, bir  daha böyle bir vakanın meydana gelmemesi adına ızdırap çeken birileri sorumluluk alır. Kim bilir?

Evet,  “Kaçmak, her tehlikeyi göze alarak kaçmak.” zorunda bırakılan insanları dinlemeli. Gerçi  bizlerin de kişisel tecrübeleri ile ifade edebileceğimiz bazı hakikatler  var, değil mi? Biliyoruz ama susuyoruz veya kendimizi uyuştruyoruz.  Boşluğu saçma sapan şeylerle doldurmaya çalışıyoruz. Ama Rahmete ihtiyacımız var. Kendimizden başlayarak dalga dalga yayacağımız bir Rahmet zincirini kurmaya ihtiyacımız var.

 Bizden esirgenen rahmeti niye başkalarından esirgeriz ki? Neden Allah’ın Rahman isminin tecelli ettiği birer varlık olmaktan imtina  ediyoruz ki? Niyet etsek mesela “İnsanların kaçtığı, kötü kalpli, kötü huylu, kötü sözlü kimselerden olmak istemiyorum. Bana kötülüğü dokunan insanın en tabi haklarını dahi çiğnemeyeceğim. Benim gibi olmasa bile onunla yaşamanın yolunu bulacağım, değerlerimden ödün vermeyerek uzlaşmacı bir dil geliştireceğim.” Tabi niyetle birlikte çaba gerekiyor.  İnsan olma kıvamına gelmek  bilgi ve o bilgiye uygun eylemleri istikrarlı bir şekilde devam ettirmekle mümkün. Emek vermek gerekiyor, diyorum.  “Zahmetsiz rahmet olmuyor.” Rojhilat’a Düşen Rahmet yazımızın sonuna gelirken ayrıca Zilan Katliamı başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.


Ferda Demirel | Kundir.net

okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI

Sıradaki içerik:

Rojhilat’a Düşen Rahmet