Adım Hacer ATALAY TUNA, 672 Khk ile ihraç edilen bir İngilizce öğretmeniyim .Okuma yazma oranın en yüksek olduğu Sivas’ın Gürün İlçesine bağlı Tepecik köyün’de doğdum. Aynı zamanda ihraçların en çok olduğu köy.
En son görev yerim Asef Çoban Anadolu Lisesi. 15 Temmuz da darbenin yapıldığı saatlerde Mudanya’ da düğün salonunda yeğenimin oğlunun kınasındaydım. Neden kınada olduğumu özellikle belirttim biliyor musunuz? İlçedeki fısıltı gazetesi benim darbe yapmaya gittiğimi söylemiş hattâ darbenin plânlarını yapmışım tey tey gel de gülme. O gece hepimiz tedirgindik. Merakla tv de haberleri takip ediyorduk. Cumartesi günü Başbakan ölü sayısını açıklarken içimiz yangın yeriydi. Demokrasi barış sevdalısı biri olarak her zaman için darbelere karşı olan ben nerden bilebilirdim ki darbecilerle adımın yan yana anılacağını hemde hükümetin kurulmasına izin verip aidatını ödediği yasal bir sendika üyeliğinden.
Ben daha Bursa’da iken ablam beni aradı endişeli bir ses tonuyla “Canım eltilerim aradı senin görevden alınacağını söylediler “bir tuhaf oldum şaşırdım fısıltı gazetesi diline almıştı beni… 20 Temmuzda sendikadan istifa etmek için ilçe milli eğitim müdürlüğüne gittim. Şube müdürü elleri titreyerek açığa alındığım yazısını ellerime uzattı. O gün çok güçlüydüm içim rahattı tuhaf bir huzur metanet vardı yüreğimde. Sanki olanlar kötü bir şakaydı.
Ailem, sevdiklerim açığa alındığım haberini duyunca çok üzüldüler. Herkesin yüz ifadeleri acıma hisleriyle doluydu. Hukuk devletinde Soruşturma geçireceğimi beklerken 1 Eylül de bir gecede sorgusuz sualsiz hiç savunma hakkı alınmadan suçumu hiç bilmeden ihraç edildim hem de terörist olarak. Devlet baba hiç bu kadar acımasız olmamıştı kamu emekçilerine.
Cumhurbaşkanımızın bile kimlerin yaptığını bilmediği darbeyi ben nasıl bilebilirdim ki. İhraç haberini bana yine ablam cok üzgün (sanki biri ölmüş gibi )ses tonuyla haber etti. Bu defa fısıltı gazetesi’nden değil Resmî Gazete ‘den öğrenmişler. Yine tuhaf bir huzur vardı içimde. Küçük kızım, açığa alındığımda ihraç edildiğimde hepimizin yerine çok ağlamıştı. Kızım ağladığı için kendimi çok kötü hissettim. Kızımın benim gözyaşlarımin hesabını kim verecek?
6 Eylül de gözaltına alındım. Emniyette ifade verdim filmlerdeki suçlular gibi aranıldım. Üzerimi arayan polis memuru benden 2 ay sonra eşiyle ihraç edildiler. Yine gözaltında polisin biri bana işimiz gücümüz vatan haini teröristlerle uğraşmak nereden bilirdi ki 2 ay sonra kendisi de 11 arkadaşıyla bir gecede terörist ilân edileceğini…
İki polisle 2 defa hastaneye gidip gelmek beni üzdü ama hep dik durdum elif gibi….
Savcıya ifade verdim 2 saate yakın… Savcı bana Ahmet ALTAN ‘ın fetöcü olup olmadığını sordu. Bu soruyla şok oldum. Nöbetçi mahkemeye sevk edildim birkaç öğretmen arkadaşla imza karşılığında serbest bırakıldım. Ben gün içerisinde bu süreci yaşarken sevdiklerim sevenlerim endişeyle gözyaşlarıyla dualarla beni beklemişler… Mahkemeden yine tebessümle çıktım geçecek bitecek bu günler dedim… .Ama öyle olmadı maalesef . Maddi manevî sıkıntılarım bir bir artıyordu her geçen gün. Kasım ayında sosyal medyada khklılar platformuna üye oldum. Platformlardaki gönderileri yorumları okudukça yalnız olmadığımı farkettim .Bazen ağlıyordum yorumları okurken. Yüz binlerce masum Khklı bir gecede bilemedikleri bir suçtan yasal kriterlerle günah keçisi terörist ilân edilmişti. Hepimizin sicili tertemizdi. Çoğumuz fişlenmiştik.
Yaşadığımız bu duruma kimimiz imtihan dedik kimimiz zulüm dedik.Biz Khklıların devletimize ülkemize milletimize karşı vicdanları rahattı. Yüz binlerce masum Khk lı vardı artık hikâyeleri birbirinden farklı acıları aynı olan….
36 ay süren mahkeme süreci sonunda beraat ettim ama hâlâ suçumu bilmiyorum. Vicdanım hep rahattı… Yasal kriterlere göre ihraç edilen ceza beraat takipsizlik alan eli silah tutmamış hiç bir şekilde suç işlememiş vicdanı rahat olan Khklılar bu ülkenin masum mazlumlarıdır.
Tüm khklılar hukuki yollardan haklarımızı ararken sıkıntılar yaşadık. Bölgeden bölgeye ilden ile aynı durumlara mahkemelerden farklı kararlar çıkıyordu. Hukuk âdeta tıkanmıştı.
Hükümet OHAL komisyonu kurdu görev süresi 1 yıl olarak belirlenmişti ancak tam 4 yıldır devam ediyor. OHAL Komisyonu oyalama komisyonu olarak tarihe geçti. Khk mağdurları sabırla bekliyorduk. 4 yıldır komisyon sayfasına bakıyorum umutla sabırla çıkacak kararı bekliyorum. Yoruldum uzayan belirsizlikten.
Khk ile bu ülkenin kamu emekçilerine asıl darbe yapıldı. Bizler açlığa sefalete ağaç kabuğu yemeğe terkedilen gariban anadolu evlatlarıyız. İhraç edilen kamu emekçileri onurlarıyla alın teriyle hayat mücadelesine devam ediyoruz. Bu süreçte bir çok Khk lı kanserden iş kazalarinda cezaevi yollarında öldüler ya da çaresizlikten girdikleri bunalımdan dolayı intihar ettiler. Yıllarca sürecek onarılması güç toplumsal yaralar oluştu. Biz Khklılar toplumdan dışlandık. Devlet, milyonlarca insanı küstürdü kırdı üzdü ezdi. Türkiye’nin en çalışkan en temiz liyakatli çalışanları kamudan alınarak ülke genelinde telafisi olmayan maddî manevî kayıplar oluştu…
Khk mücadelesinde Biz Khklılar maalesef zayıf kaldık. Khklılar, kendileri için mücadele eden hak savunucularını amasiz desteklemede yetersiz kaldılar. Mecliste gür sesiyle sesimizi duyuran hâk savunucusu kendiside Khklı bir Dr olan HDP Kocaeli Milletvekilimiz Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu yalnız bıraktılar. Güneydoğu Bölgesinde binlerce kamu emekçileri açığa alındığında halk memuruna sahip çıktı birkaç ay sonra yoğun toplumsal baskıdan dolayı devlet kamu emekçilerini göreve iade etti.Bizlere ne halk ne yakınlarımız ne mesai arkadaşlarımız sahip çıkamadı . Hattâ vardır mutlaka bir suçları devlet neden bizi görevden almadı diyen kamu çalışanları oldu .Bizim toplumda devletin suçu günahı kabahati hiç olmazdı ne yaparsa yapsın devlet haklıdır görüşü yaygındır. Bu süreci beraber mücadele ederek inancımızı yitirmeden tüm haklarımızı alacağız direne direne kazanacağız. Yeterki mücadele etmekten vazgeçmeyelim.
Sürecin bize kaybettirdikleri kadar kazandırdıkları da oldu. .Evet işimizi aşımızı mevkimizi unvanlarımızı itibarımızı ruhsal bedensel sağlığımızı etrafımızdaki dost sandıklarımızı kaybettik yaşadıklarımız kolay değildi elbette. Kazanımlarımız da oldu yeni dostluklar yeni insanlar yeni işler hayatlar başka şehirler ülkeler yeni başlangıçlar… Bambaşka bakış açısı kazandık kendimizi kazandık aslında. Hepimiz ülkede bugüne kadar yaşanılan günümüze kadar gelen haksızlıkları fark ettik. Gün be gün Bir çok platformlarda buluşarak mücadele etmeyi öğrendik. Herkes için adalet hâk hukuk özgürlük barış demokrasi diyerek toplumsal barışa katkıda bulunmaya başladık.
Biz Khklılar dik durup tüm cesaretimizle mücadele ettiğimiz sürece gasp edilen haklarımızı alacağız. Haklıyız güçlüyüz direne direne kazanacağız. Hâk hukuk adalet barış özgürlük demokrasi… Özlediğimiz tüm değerlerin hâkim olduğu bir toplum bir ülke inşaa edeceğiz…
Zelal Azadi
Yazarın Diğer Yazıları :
Kod Adı Khklı(672) – Zelal Azadi
Yorum Yaz