Siyabend’in hikayesi de tıpkı Zembilfroş gibi tarihi bir şehir olan Silvan’da başlar… Henüz küçük yaşta iken hem annesini hemde babasını kaybeder ve amcasının yanında kalır.. Zalim olan amcası ve yengesi Siyabend’e türlü eziyetler, zulümler uygularlar, Siyabend her dediklerini yaptığı halde hatta çobanlık yapıp geçim için onlara katkıda bulunduğu halde bir türlü bu zalim amca ve yenge’nin gözüne giremez..
Amca ve yengesinden dayak ve hakaretlere uğrayan Siyabend, birgün çobanlık yaptığı sırada dağdan kayan bir kayanın köylü birinin koyununun üzerine düşünce koyun sakat kalır. Bu duruma çok üzülen Siyabend koyun sahibi ile konuşur amcasına bunu söylememesi halinde koyuna karşılık kendi ayağını sakat bırakmasını söyle ama koyun sahibi buna karşılık vermez ve Siyabend’in amcasına giderek onu şikayet eder.. Bu olayı duyan amcası köyün girişinde bekleyip Siyabend’in dönmesini bekler Siyabend döndüğü gibi amcası onu öldüresiye döver, Siyabend zar zor kendini amcasının elinden kurtarıp kaçar ve köyden uzaklaşacak bir yerde dinlenir… Eve gelmediğini gören amcası peşinden giderek onu aramaya başlar ve bir ağacın altında onu bulur, tekrar onu dövmek için yaklaşınca Siyabend kaçar bunun üzerine ona bir daha köye gelirsen seni öldürürüm diyerek oradan uzaklaşır…
Bu olaydan sonra Siyabend’in yer yüzünde hiçbir akraba, dostu kalamaz ve kendini Serhad dağlarına vurur.. Ölmemek için çeşitli bitkiler yiyerek hayatta kalır ve uzun bir yolculuktan sonra bir dağ başında çadır görür, çadırda yaşlı bir amca ile karşılaşır amcaya derdini anlatır. Amca onun durumuna üzülür ve çadırına alarak ona ikramda bulunur.
Kürt Aşk Hikayeleri arasında yer alan Siyabend ve Xecê olayına günümüz aşk hikayelerini geride bırakmıştır. Birgün Siyabend bir ağaç alında yatarken rüyasına bir yaşlı dede girer ve onun büyük bir pehlivan olacağı ve bir dost bulup ikisinin bölgenin en güçlü pehlivanları arasında yer alacaklarını söyler, akabinde Siyabend ne derse o dostu tavizsiz ona bağlı kalıp denilenleri yerine getireceğini belirtir.. Derken Siyabend uzun bir süre o dağlarda tek başına dolaşır rüyasında yaşlı dedenin belirtiği dostunuda aramaya koyulur, çünkü Siyabend’in bir hedefi var oda böyle gelmiş böyle gidecek denilen bu düzen ve zalimleri ortadan kaldırmaktır..
Birgün Siyabend bir köye varır köyün pehlivanının kışkırtmalarıyla onunla güreşe tutulur köylülere göre daha bu bölgede o pehlivanı yenen kimse olmamıştır ve Siyabend’inde hemen yenileceğini tahmin ederler, yapılan güreşi Siyabend kazanır bu güreşin ardından pehlivan hemen Siyabend’e gelerek onun kim olduğunu isminin ne olduğunu sorar çünkü daha önce onu yenen hiç kimse olmamıştı ve rüyada bir dedeyi görüp Siyabendê Silîvî adındaki birinin onu yeneceği ve onunla dost olup beraber hareket etmesini söylediğini söyler.. Pehlivanın bunu söylemesi ile Siyabend’te rüyasını anlatmaya başlar ve Siyabend yaşlı dedenin bahsettiği dostu bulma sevinci ile dostuyla beraber köyden ayrılırlar..
Derken Siyabend ile dostu yıllarca dağlarda eşkıyalık yaparak, yol kesmeler ile büyük gelirler elde ederler, öyle bir yere varırlar ki ağaların dahi ellerinde olmadığı ganimetleri, zenginlikleri elde ederler.. Yol kesmelerle zenginlerin eşyalarını alıp fakirleri ise serbest bırakırlardı.. Bu durum böyle sürerken Siyabend hayattan zevk alamaz olur ve küçüklüğünden beri yok etmek istediği bu düzeni bu zulmü aramaya koyulur, anne babasının ölümü ile amcasının kendisine yaptıkları zalimlerin bu zulümlerini aramaya koyulur..
Dostu ile beraber bu zalim ve düzeni arama peşinden giderlerken birgün bir vadide bir çadır görürler Siyabend bu boş vadide aradığımız budur diyerek çadırın içine girmek için yürümeye başlar, çadıra yaklaştığında bir kadın belirir… Siyabend Kadının güzelliğini gördüğü an ona aşık olur, kadına burada tek başına ne aradığını sorar, kadın başına gelenleri özetle anlatır işte köylerinde güzelliğinden dolayı birçok taliplisinin olduğunu söyler ve zalim bir ağanın onunla zorla evlenmek için her seferinde olay çıkardığını bu nedenle 7 erkek kardeşi ile beraber kimsenin olmadığı bu ovaya yerleştiklerini söyler.. Bunun üzerine Siyabend kendisini kardeşlerinden alıp onunla evlenmek istediğini belirtir… Kardeşleri gelince Siyabend onlara durumu izah eder onlarda Xecê’nin onayını almak istediklerini söylerler, durumu Xecê’ye anlatırlar Xecê kabul eder ve Siyabend ile 1 hafta sonra evlenme kararı alırlar..
Siyabend düğünden önce hazırlıklar için köye inip birkaç şey almak ister bunun içinde tek başına gitmeyi kararlaştırır ve dostunu çadırda bırakıp gider, yolda giderken şeytan aklına türlü türlü düşünceler getirir dostunun Xecê’yi kaçıracağını, onu zincirlemesini aklına getirir ve Siyabend bu düşünceler ile yürürken dayanamaz ve geri gelir arkadaşına durumu anlatır arkadaşı bana güvenebilirsin ama yine de ne yapıyorsan yap senin her dediğini onaylayacam sözü vermiştim diyerek ona itaatini gösterir bunun üzerine Siyabend onun bir kolunu zincirleyerek geri gider…
Siyabend’in dostuna bunları yapıp giderken o zalim ağa Xecê’nin biri ile evleneceğini duyar ve hemen binlerce asker toplayarak çadıra doğru yönelir… Ağa ve askerlerinin çadıra yaklaştığını gören Xecê ile Siyabend’in dostu telaşlanırlar.. Dostu keşke Siyabend burda olsaydı veya elimi zincirlemeseydi o zaman tüm orduyu yenerdik diyerek iç çeker.. Ordu çadıra yaklaşıp Siyabend’in Dostunu görünce ona yönelirler dostu tek kol ile olmasına rağmen onlarla çarpışır ve 50 kişiyi öldürür, onunla baş edemeyeceğini gören ağa uzaktan ok atışları ile onu öldürmelerini emreder.. Yapılan ok atışları ile Siyabend’in Dostu orada yaralanır ağanın adamları çadıra girip Xecênin 7 kardeşinin başını oracıkta keser ve Xecê’yi alıp giderler.
Siyabend’in Dostu yaralı halde bunları izlerken keşke Siyabend burda olsaydı diyerek Allah’a dua eder, bu duanın ardında Siyabend’in yüreğine bir his yerleşir ve beklenmedik birşeylerin gittiğini hisseder hemen hazırlanıp çadıra doğru yol alır..
Çadıra gelince Dostunu orda yaralı halde görür dostu ona keşke kolumu zincirlemeseydin de burada bir destana şahit olsaydın der ve ağanın Xecê’yi kaçırıp düğün hazırlıklarına başlattığını bu hafta içinde evleneceğini söyler ve oracıkta oda can verir… Siyabend hemen hazırlanıp ağanın köyüne doğru yol alır oraya akşam varır gidince tanımadığı bu köyde rastgele bir evin kapısını çalar.. Kapıyı yaşlı bir teyze açar Siyabend kendisinin yabancı bir misafir olduğunu gidecek yeri olmayıp ona sığındığını belirtir teyze onu içeri alır…
Dışardan davul zurna seslerinin gelmesiyle Siyabend teyzeye ne olduğunu söyler oda üzülerek Siyabendê Silîvî adlı bir kişi ile Xecê’nin birbirlerinin sevip evlenmek için hazırlandıkları sırada zalim ağanın gidip Xecê’nin 7 kardeşini öldürüp onu kaçırdığını ve bu davul ile zurnanın da yapılacak düğünlerinin hazırlığı olduğunu belirtir.. Teyzenin üzüldüğünü gören Siyabend ona kendisini tanıtır ve Xecêyi kaçırmak için geldiğini söyler, teyzeye kendisine yardım etmesini söyler parmağındaki yüzüğü ona vererek bunu Xecê’ye götürmesini ve ona ağa ile evlenmek istediğini söylemesini söyler… Teyze yüzüğü alıp Xecêye götürür ve Siyabend’in anlatıklarını söyler Xecê bunları duyunca sevinir ve ağaya evlenmek istediğini belirtir. Ertesi gün ağa birkaç adamı ve Xecê ile düğün için köyde dolaşırlarken Siyabend önlerine çıkarak ağayı ve birkaç adamını öldürür ve Xecê’yi alarak Sipan dağına doğru kaçarlar…
Siyabend sevdiğine kavuşmanın mutluğu ile Xecê ile beraber dağda günlerce yaşarlar birgün Xecê rüyasında bir ceylan görüp yediğini söyler ve keşke şuan olsaydım yeseydim der bunun üzerine Siyabend ona burda beklemesini ve biraz sonra geleceğini söyler ve dağ başında ceylan aramaya koyulur derken bir yerde ceylan sürüsü görür artlarından gidip birini yaralar, yaraladığı ceylan bir uçurumun kenarına gelir Siyabend gidip onu alırken Ceylan aniden ona tekme vurarak uçurumdan aşağı düşmesine neden olur, uçuruma düşen Siyabend bir ağaç dalının kalbine saplamasıyla orda yaralanır ve Siyabend’in aklına o rüyasına giren yaşlı dede gelir rüyasında ona “Sen o kadar çarpışıp kahramanlıklar yapmana rağmen seni tek bir insaoğlunu öldürmeyecek sen yabani bir hayvan ile öleceksin” dediğini hatırlar..
Siyabend burda kalırken Xecê karanlık çökmesine rağmen Siyabend’in gelmediğini görünce telaşlanır ve onu aramaya koyulur derken bir çukurumun altından inilti sesini duyar hemen oraya koşar bakar ki aşağıda Siyabend yaralı halde inliyor bu durumu gören Xecê çok üzülür onla Siyabend orada biraz şiirsel olarak konuşurlar ve Xecê Siyabendsiz bir dünyanın imkansız olduğunu bu dünyada tek yakının o olduğu söyleyerek oda kendisini aşağıya atar ve oda ağacın diğer dalının göğsüne saplanmasıyla ikisi beraber orada can verirler…
Derler ki her yıl Siyabend ile Xecê’nin mezarında kan renginde iki gül biter. Bu güller birbirine sarılmak üzereyken bir deve dikeni de aralarına girer. Bu iki gülün kavuşmasını engeller. Deve dikeni geyiğin boynuzlarıdır.
Kürt Tarihinde Bir Aşk Hikayesi: Siyabend ve Xecê
Yorum Yaz