e
sv

Cizre’de Yetişmiş Kürt Alimler

kürt liderler
avatar

Kundir

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

2 Seriden oluşacak olan “Cizre’de Yetişmiş Kürt Alimler” yazı dizimizin ilk serisiyle sizlerleyiz, bu kısımda 7 Kürt alim, mühendis, yazar, şair’lerini tanıtacağız. Umarım faydalı bir yazı olur…


meymun bin mihran

1) Meymun bin Mihran:

Bir diğer adıyla “Meymûn bin Mihrân el-Cezerî”, bilinen Tâbiînlerden olup, Hadîs ilminden sika (güvenilir), fıkıh ilminde ilmi çok olan büyük bir âlimdir. Rivayet ettiği birçok hadisleri bulunmaktadır. Çocukluğu Kûfe’de geçti daha sonra Rika’ya yerleşti. Künyesi Ebû Eyyûb’dur. Hicri 37 (m. 657)’de doğdu. Hicri 116 (m. 734)’da Cezîre’de vefât etti. Bazı rivayetlere göre Hicri 117’de vefât ettiği de geçmektedir. Hz. Ömer bin Abdülazîz’in halifeliği döneminde kadı ve vali olarak Cezîre’ye ta’yin edildi. Ta’yin edildiği vazifesinin başına gitmek üzere halifenin yanından ayrılınca, Halife Hz. Ömer bin Abdülazîz buyurdu ki, “Bu Ebû Eyyûb, Meymûn bin Mihrân ve onun emsali olan büyük âlimler, aradan gider (vefât ederlerse), halk, kumandandan mahrum kalan askere döner.”

Meymûn bin Mihrân(r.a.), Eshâb-ı kirâmdan bir çok zâtlarla görüştü. Hz. Ebû Hüreyre, Hz. Âişe-i Sıddîka, Hz. İbn-i Abbâs, Hz. İbn-i Ömer, Hz. İbn-i Zübeyr, Hz. Safiyye binti Şeybe, Hz. Ümmüderdâ, Hz. Saîd bin Cübeyr ve daha birçok zâtlardan rivâyetlerde bulundu.

 

şeyh muhammed kesik baş

2) Şeyh Muhammed Biseri(Kesikbaş):

Şeyh Muhammed Biserî başı kesik olduğundan dolayı lakabı kürtçe kesikbaş anlamına gelen Bêserî sözcüğünden gelmiştir. Düşmanlarla savaşırken başının kesilmesiyle halk arasında Kesikbaş evliya olarak da tanınır. 16.yy’da yaşadığı sanılmaktadır. Çarpıştığı savaşta kılıç darbesi alan başını koltuk altına alarak savaşa devam ettiği rivayet edilir.   Kabri Cizre ilçesinde Nûh Aleyhisselâmın makamı yakınında olup ziyâret edilmektedir.

 

şeyh ahmet hani

3) Şeyh Ahmet Hani:

Büyük bir mütefekkir ve âlimdir. Ehmedê Xanî olarak bilinmektedir. Divanı halen hayranlıkla okunmaktadır. Aslen Cizreli olmamakla birlikte uzun yıllar Cizrede kalmış ve meşhur Mem û Zîn adlı tasavvufi edebi eserini Cizre’de cereyan eden olaylarla ilgili yazmıştır. Mem û Zin eseri günümüzde de birçok yazara ışık olup okunmaktadır.

 

Şeyh Ahmet Hani iyi bir eğitmen ve dil uzmanıdır. Dönemin felsefi, teolojik ve edebiyat bilgilerini iyi özümsediği ve bu yönüyle uzmanlaştığı anlaşılıyor. Kürtçe ile beraber Arapça, Farsça ve Osmanlıca gibi bir çok dile hakimdir. Şiirlerinde İlahi Aşk, Kürtlerin Yaşadığı Sosyolojik Durum, Kültürel Birikim ve Bilgi ön plana çıkmaktadır. Mem û Zîn adlı temel yapıtında her olayı ele alışı derin bir çözümleme biçimindedir.

Edebiyat, şiir, tarih, astronomi ve fıkıh ile ilgili pek çok eser yazan Ahmed-i Hani 1707’de Doğubayazıt’ta vefat etmiştir. Kabri Doğubeyazıt’tadır.

 

şeyh ahmed-i cezeri

4) Şeyh Ahmet El-Cezeri:

1480–1580 yılları arasında yaşamış İslam dünyasının en büyük filozoflarından biridir. Eserleri dünya edebiyat klasikleri arasında yer alan meşhur Şair ve Mutasavvufdur. Şiir ve yazılarını Kürtçe olarak kaleme almıştır. Merhum Cizîrî’nin adı Ahmed, tanındığı ismi Melayê Cizîrî, lakabı ise Nişanî’dir.

Mevlana Şeyh Ahmed El-Cezeri’nin ismi ilk olarak yazmış olduğu 2000 beyitlik divanıyla dünyada duyulmuştur. Büyük bir dahi olan Melayê Cizîrî, kasidelerinde Allah(c.c) aşkı, Resulullah(a.s) sevgisi, Kur’an ve hadis konuları işlemiştir. Tasavvufa üzerinde durup Fenafillah ve Vahdetu-l vücud gibi konuları güzel bir şekilde işlemiştir. Dili sade olup, istediğini veciz, kısa cümle ve beyitlerle en güzel bir şekilde ifade etmiştir. Mevcut divanının her kasidesi sonsuz edebi ve felsefi bir hazinedir. Şiirde çok büyük bir sanat kullanarak, şiir sonlarını, yani her mısranın sonunu sırayla aynı harflerle belirtmiştir. Yani alfabetik harf sırası kullanmıştır. Bir kasidesi örneğin “b” harfi ile bitiyorsa, o kasidenin bütün beyitleri “b” ile biter. Böylece alfabenin bütün harfleri kullanılmıştır.

Mevlana Şeyh Ahmed El-Cezeri zamanında Cizre’de müstakil olup, Bohtan Emirleri denilen Cizre Azizan Beyliği elinde bulunuyordu. Şimdiki Cizre Kalesi’nde Mir Seyfeddin tarafından yaptırılan Seyfiyye Medresesi’nde önceleri Şeyh Ahmed El-Cezeri Enderun hocalığını yapmaktaydı. Cizre Emiri II. Mir Şeref ibn Bedreddin ibn İbrahim (Han Şeref) çocukları ve bütün akrabaları bu okulda ders görürlerdi. Cizre sarayında prens ve prenseslere ders verirken, yazmış olduğu kasidelerinde sanki bir kıza hitap edercesine birkaç beyti görülür. Söylentilere göre, Cizre Emiri bunu yanlış yorumlar. Önce Cezeri’yi idama mahkum, daha sonra Diyarbakır’a sürgün ettirir.

Diyarbakır’da yedi yıl kaldığı ve bu yedi yıl süre içerisinde Cizre’ye bir damla yağmur yağmadığını halk söylemektedir.

Bir gün Diyarbakır’dan mektubunu bir kamışa koyup ağzını balmumu ile kapattıktan sonra Dicle Nehri’ne atar. Mevlana Şeyh Ahmed el-Cezeri, durumunu bu mektupta detaylı bir şekilde açıklamaya çalışır. Bu kamış içindeki mektub, Cizre Kalesi’nin kuzeyindeki Rezimiran (Mirler Bahçesi) denilen bahçenin içindeki havuza girer. Beyin hizmetçileri tarafından görülen mektup sudan çıkarılarak Cizre Beyine götürülür. Mektubun Cizre’ye sağlam varması, beyin havuzuna girmesi, Basra’ya gitmemesi, birer keramettir. Yağmurun Cezeri’nin gelişinden sonra Cizre’de yağması, mektubundaki belgeler ve kasidesindeki haklılığı karşısında çok büyük bir hata yaptığını anlayan Cizre Beyi, derhal güzel bir şekilde onu Cizre’ye davet eder. Şeyh Ahmed el Cezeri, Cizre’nin İdil yolu girişi olan ve Mılamêşik denilen yere gelmesi ile yağmurlar başlar. Bu olayla çok fazla ilgilenen bey, onu eski görevine atadığı gibi, değerini daha fazla anlar ve onun büyüklüğünü öğrenmiş olur. Ayrıca vefat edince de onu kendi ailesi mezarlığına gömmüştür.

Resulullah’a olan sevgsini bir çok yolla denemiştir. Bir beytinde yarine şöyle seslenip sitem eder.

“Senden olan bir kılını ikiyüz Zin ve Şirin’e değişmem.

Ne olur, sen de beni Ferhat ve Memi gibi saysan”

Şeyh Ahmed (r.a.) haklı olan büyüklüğünü de şöyle açıklar:

“Feyzimiz Nil gibidir, Biz Dicle ve Fırat’ız”

Eserleri:

1- Divan Şeyhul Ciziri,
2- Guften Mella, Guften Emir
3- Guften Mella, Guften Faka

 

ismail ebul izz el cezeri

5) İsmail Ebul İzz el-Cezeri:

Sibernetik ve robotik bilimin kurucusu, ünlü bir fizik ve matematik dehasıdır. Yazmış olduğu kitaplar Avrupa üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulmuştur. Dünyada robotu ilk icat eden bilgin olarak bilinir. 12. yüzyılda esere aldığı kısa adı kitabul hiyel fil hendese adlı eserinin kopyaları Süleymaniye kütüphanesinde ve Hollanda’da bulunmaktadır. Bu eser yüzlerce yıl önce batıda Latinceye çevrilmiştir. Hollanda’da bir müzede icat ettiği mekanik eserlerin ilk örnekleri sergilenmektedir.

 

ebul hayr şemseddin muhammed el cezeri

6) Ebul Hayr Şemseddin Muhammed el-Cezeri:

Kırâat âlimlerinin büyüklerinden. İsmi, Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ali bin Yûsuf el-Cezerî, ed-Dımeşkî, eş-Şîrâzî’dir. Şafiî mezhebinde büyük bir fıkıh âlimi idi. “İbn-i Cezerî” diye meşhûr oldu. Ailesi, “Cezerî” nisbeti ile tanınırdı. Künyesi, Ebü’l-Hayr idi. Cezire, Musul’un yakınında bir beldedir. Lakabı Şemseddîn idi. 751 (m. 1350) senesi Ramazan ayının onbeşinde, teravih namazından sonra Şam’da dünyâya geldi. Mensûp olduğu aileden çok âlim yetişti. Herbirisi, zamanının bir tanesi idi. Çeşitli dînî ilimlerde büyük bir âlim olarak yetişen Şemseddîn Muhammed Cezerî, “Şeyh Cezerî” diye de tanınırdı.

 

ibnul esir el cezeri

7) İbnul Esir el-Cezeri:

Tarihte tanınan tarihçi ve yazarlardandır. İslam dünyası ve batıda el-kâmil adlı eseriyle meşhur olmuştur. Miladi 13. yüzyılda Cizrede doğmuştur. İki kardeşi de İbnul Esir adıyla meşhurdurlar. Biri edebiyatçı, diğeri ise siyasetçidir.

 




okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI

Sıradaki içerik:

Cizre’de Yetişmiş Kürt Alimler