e
sv

Muharrem Mezarda Mazlum Hapiste

“De ki: İşleri yönünden ahirette en büyük kayba uğrayanların kimler olduklarını bildireyim mi? Onlar o kimselerdir ki dünya hayatında yaptıkları işlerin karşılıkları hep boşa gidecektir. Halbuki kendilerinin güzel güzel işler yaptıklarını sanırlar.” (Kehf,103-104)
muharrem mezarda mazlum hapiste
avatar

Kundir

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Sitemizin yazarlarından Ferda Demirel bugün Muharrem Mezarda Mazlum Hapiste yazısı ile karşınızda. Bu yazı her zamanki gibi ayet ve risalelerdeki sözlerden istifade edilerek kaleme alınmıştır.

“Biz ona görmesi için gözler, gönlüne tercüman olacak bir dil ve dudaklar vermedik mi? Ona hayır ve şer yollarını göstermedik mi?”(Beled,10)

 Muharrem Mezarda Mazlum Hapiste

“Kahrolası insan ne kadar da nankör! Yaratan onu neden yarattı? Bir meni damlasından yarattı. Yarattı ve güzel bir biçim verdi. Sonra da hayat yolunu kolaylaştırdı. En sonunda da onu öldürür ve kabre koyar. Daha sonra da istediği zaman onu diriltir.”(Abese,22) İnsan bu dünyada kendisine geçici süre için verilen kimlik, statü, meslek, sosyal çevre, güç, para, üniforma gibi nimetlerin aldatıcılığına kanıyor ve neticesinde kibir denen hastalığa yakalanıyor. Kendisini tüm değerleri çiğneyebilecek, tüm sınırları aşabilecek, kendisinden daha zayıf olanlara istediği gibi muamele edebilecek bir varlık olarak görüyor bu hastalığa yakalandığında. İnsanı yaratan Allah, insanın doğasını biliyor, bildiği için de uyarıyor işte bu ayetlerle. Ayetlerin muhatabı olanlar, Allah tarafından ifade edilen hakikatlerin ne kadarını üstlerine alınıyorlar?

Gazzali’yi okuyorum. Kendisi Eş’ari (Bir teoloji okulu. İnanç konularında akli delilleri de kullanmışlar) kelamcısı, Şafii fakihi, mutasavvıf olarak biliniyor. Hüccetü’l İslam(İslam’da otorite, delil) lakabını alan bu yüksek profilli alimin sizce zekası, hafızası, ahlakı nasıldır? Hayranlık uyandırıyor.  Kendisi miladı 12.yy’da yaşamasına rağmen asırları aşıyor ve 21.yy’da yaşayan bir Kürt kadının kütüphanesinde yerini alabiliyor ve onu etkileyebiliyor.  İnsan için ölümsüzlük bu olsa gerek. Mitolojik hikayelerde ölümsüzlüğün imandan, erdemden, bilgiden, kalemden kaynaklandığı yani kalp ve beyin insanlarına özgü olduğu gerçeği ne kadar anlatıyorlar? Peki günümüzde? Gençlere çizdikleri ölümsüzlük hikayelerinde kalbe ve beyne ait özellikler yüceltilmiyor; mide ve cinsel organlara yönelik akımlar revaçta.  Bana görmem için gözler veren, kalbimden geçenleri ifade etmem için dil ( kalem) veren (Beled 10)  Allah  bana doğru ve yanlış olanı da öğretiyor. Ve buna göre doğru olan Gazzali ‘nin ölümsüzlük modeli.

 İhyau Ulumi’d-Din (Din İlimlerinin Canlandırılması) adlı eserinde” Kur’an Okunurken Uyulması Gereken Batıni/İç gerçek Ameller” başlığı altında Tahsis’i sıralar, Gazzali. Tahsis ,Özelleştirme demek. Kur’an’ı kendisine nazil olmuş gibi okuması, okuma esnasında Kur’an’daki her bir emir ve yasağın kendisine yöneltildiği şuurunu takınması(İhyau Ulumi’d-Din, 106) bir Kur’an okuyucusundan istenen zihinsel ve kalbi hazırlıklardan biri. Biz Bilkent’te İngilizce Hazırlık Eğitimi alırken benzer bir tekniği kullanıyorduk. Metni okumaya geçmeden önce, kendimizi metin konusu ile uyumlu hale getirmeye çalışıyor; birkaç soru, cümle, kelime ile ön hazırlık yapıp, konu için belli bir kıvama erişiyorduk ki bu elde edilecek başarıyı epey yükseltiyordu. 12 yy. tekniği ile 21 yy. eğitim tekniği işte böyle benzeşiyor ki biri kitaplar içinde diğeri üniversiteler arasında saygın ünvanını hak ediyor. Hedefsiz, kuralsız, laubali tarzda okunan kitabın veya bitirilen üniversitenin kişiye kazandırdığı nedir ki?

Evet, Kur’an ile muhatap olup, tahsisten bihaber olanların işlediği iki suçu Allah’ın bana verdiği ifade gücü ve kalem nimetini kullanarak sizlerin bilgisine sunacağım. Zira nasıl yaratıldığını ve hesap gününü unutmuş olan kahrolası insan ve devlet zulüm yapıyor.

muharrem mezarda mazlum hapiste
Muharrem Mezarda Mazlum Hapiste

Muharrem Aksem 16 yaşında bir Kürt çoban. Urfa’nın Eyyübiye ilçesinde 24 Mart 2022’de Özel Harekat’ın Atış Alanı’nda vücudunda 12 metal parçası ve bir eli kopmuş olarak bulunuyor. Sosyal medyada dolaşan birçok iddianın-hedef tahtası haline getirildiği vb.- gerçek olmadığını kabul etsek bile bu kaçıncı Kürt, mayınlar nedeniyle ölen? Zırhlı araçların çarpması sonucu ölenler, peki? Yolda yürürken bakışı beğenilmediği için karakola çekilip, işkencenin hedefi haline getirilenler? Ya da benin başıma gelene ne demeli peki; Şubat 2022’de bir twitte Kürdistan yazdığım için ifadeye çağrılmam? Anlaşılan o ki kibir hastalığına yakalanmış Türkler, Kürtler ile karşılıklı saygı ve güven ortamını inşa etmekte epey bir zorlanıyor. Gazzali’nin tahsis kuralını yani ayetin kendilerine inmiş gibi okunması gerektiğini önererek bir ayet hatırlatalım şimdi: “ Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir.” (Maide,32)  Durun ve düşünün! Tek bir insanı öldürmek, tüm insanlığı öldürmek gibidir, deniyor. Tek birini! Tüm insanlık sizden davacı olacak, buna hazır mısınız?

 Muharrem, hangi suçundan dolayı gençliğinin baharında öldürüldü? Öldürüldü diyorum çünkü ölümü tedbirler ve sorumlu davranışlar sergilenerek önlenebilirdi? Sivillerin yaşam alanlarının yanı başında mayın ve askeri cephaneliklerin hiçbir uyarı olmadan yerleştirilmesi oldukça sorumsuzca bir politika.  Sizce? “Türkiye’nin  Doğu ve Güney sınırlarını Batı ve Kuzeydoğu sınırlarını korurken gösterdiğiniz hassasiyetle neden korumuyorsunuz?” diye soruyorum. Canı ve malı değersiz olan Kürt’ün bu dünyada ve bu hukuk sisteminde hakkını arama mücadelesi hem çok zahmetli hem de sonuçsuz kalıyor, doğru. Ama bu sizi aldatmasın.

De ki: İşleri yönünden ahirette en büyük kayba uğrayanların kimler olduklarını bildireyim mi? Onlar o kimselerdir ki dünya hayatında yaptıkları işlerin karşılıkları hep boşa gidecektir. Halbuki kendilerinin güzel güzel işler yaptıklarını sanırlar.” (Kehf,103-104) Kişisel, milli, ideolojik, mesleki kalkanlar sizi güzel işler yapıyor zannına mı itiyor? Zan! İnsan kendi kendisinin düşmanı oluyor işte bu zanlarla. Said-i Kürdi’nin ifadesiyle “şekavet-i ebediye”ye yani ebedi mahrumluğa, nasipsizliğe, cehennem hayatına layık bulunmanız ihtimali kuvvetle muhtemel. Farkında mısınız?

Mazlum İçli’yi duydunuz mu? 14 yaşından beri hapiste olan bir Kürt çocuk. 2014’te Kobane olaylarında hayatını kaybetmiş 4 kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor. Fakat basın yoluyla paylaşılan bilgilere göre bu çocuk olayların olduğu zamanda ailesi ile birlikte, olay yerinden 140 km uzaklıkta bir düğünde.  Bir kişi aynı zamanda nasıl farklı mekanlarda olabilir ki?

Sosyal medya hesabımda sevdikleri öldürülmüş ailelerin Mazlum’un masum olabileceği gerçeği hakkındaki düşüncelerini sorduğumda yemekten tıksıracak hale gelen bir kadın gazeteci tarafından azarlanıp, engellendiğimi de belirtmek isterim.  Ben o mağdur ailelerinin yerinde olsam, kendi acımın başka acılara ve adaletsizliklere vesile olmasını istemem. Vicdanım kabul etmez. Acaba onlar durumdan haberdar mı? Haberleri olsa, onların çağrısı ile bu zulüm son bulur, diye düşündüm.

Kadının kibirli ve duyarsız tavrı oldukça dehşet vericiydi. Çocuklar ölüyor ve bunlar çocukların ölüsünden kendi konumlarını daha da pekiştirmek dışında bir şey düşünmüyorlar. Masum biri hapisteymiş, onlara ne? Bir suçlu arıyorlar ve bulmuşlar işte?! Yine Gazzali’nin tahsis adlı kuralına müracaat ederek şu ayete bakalım mı?:

Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının! Öyle bir günden çekinin ki o gün hiçbir baba evladına hiçbir fayda veremez, evlat da babasına fayda sağlamaz. Allah’ın vaadi elbette gerçektir. O halde sizi dünya aldatmasın ve çok hilekar şeytan da sizi Allah ile aldatmasın, Allah’ın affına güvendirmesin!”(Lokman,33)

Baba ve evlat arasındaki güçlü bağın su-i istimal edilmesi üzerinden bir tablo çizilmiş.  Baba suç işlediğinde, evlat elindeki imkanları manipüle ederek babasını aklanabiliyor veya evlat suç işlediğinde baba gücünü kötüye kullanıp, çocuğunu cezadan kurtarabiliyor. Ayette de belirtildiği üzere bu dünyada bu tarz örtbaslar olacak.  İnsan doğasını bilen Cenab-ı Hak, baba ve evladı böyle de deniyor.  Kimi denenme sonucunda adaleti gözetip, Cennet’e;  kimi  adaletsizliği inşa edip Cehennem’e layık hale geliyor. Ama ahirette böyle bir durum söz konusu değil. Allah affeder demeyin, diyor.  Peki bu gerçeklere rağmen hangi akla hizmet, siyasi çıkarlar için Mazlum’un hapiste kalmasına göz yumacaksınız? Sizi Allah’ın mahkemesinden kim kurtaracak? Size bu dünyada babalık yapan mı?!

Muharrem ve Mazlum iki Kürt genci.  Biri mezarda, biri hapiste.  İkisini de tanımıyorum. İdeolojilerini bilmiyorum, tuttukları takımı, okudukları kitapları, gezdikleri mekanları, hayallerini bilmediğim gibi. Sık sık dua ediyorum onlar için. Onlarla aramdaki bağ nedir? Beni ne onların hikayesi ile meşgul ediyor?    Tüm aidiyetleri, menfaati, tanışıklıkları aşan şey, merhamet! Said-İ Kürdi insanı Allah’a yaklaştıracak en etkili duygulardan ikisi şefkat ve merhamettir der. İki masumun vesilesi ile bizi yaratana biraz daha yaklaşmak…

Said-i Kürdi ile bitirelim yine: …dar-ı faniden dar-ı bakiye dönülecek ve Kadim-i Baki’nin makarr-ı saltanat-ı ebediyesine gidilecek ve kesret-i esbabdan  Vahid-i Zülcelal’in daire-i kudretine gidilecek, dünyadan ahirete geçilecek. Merciiniz O’nun dergahıdır, melceiniz O’nun rahmetidir. (Mektubat,368)

Ferda Demirel – Kundir.net

Yazarın Diğer Yazıları :

Bir Ateşe Atın Beni

Kürdistan Mücerredler Hareketi

Rojhilat’a Düşen Rahmet

İfade Özgürlüğü Ama Kimin İfadesinin Özgürlüğü

Sebeleşmek

Saidi Kürdi Perspektifi : Bir Kürdün Dilinden Kürt İslam Alimleri

Pîvok

Zarvekırın Medeniyeti(!)

Yol İnşa Etmek

okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI

Sıradaki içerik:

Muharrem Mezarda Mazlum Hapiste