e
sv

Saidi Nursi Kürt Müdür?

Hemen hemen 2 asır öncesinde 600 yıl boyunca Osmanlı çatısı altında yaşayan Türkler, Kürtler ve diğer azınlık toplumları aynı toprakları paylaşmaları ya da kız alıp vermeleri gibi nedenlerle iç içe geçerek âdeta tek millet haline gelmişlerdir. Yanı sıra Osmanlı döneminde doğu illeri "Kürdistan" adıyla anılıyor, bölge insanına ise Kürdi deniliyordu.
saidi nursi kürtlüğü
avatar

Kundir

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Bediüzzaman Said Nursinin kürtlerle ilgili sözleri son dönemlerde yoğunlukla paylaşılmaktadır ve bu durum Saidi Nursi Kürt Müdür? sorularını akla getirmiştir. Said Nursinin eserleri her toplum arasında kucaklanarak okunurken vasat çizgisi herkes tarafından takdir edilmiştir. Bediüzzaman Saidi Nursinin hayatı hakkında bilgiler vereceğimiz bu yazımızda böylelikle Bediüzzaman Saidi Nursinin kürtlerle ilgili sözleri ve risalede kürtlerle ilgili geçen yazılara da ulaşmış oalcaksınız.

Saidi Nursi Kürt müdür?

Hemen hemen 2 asır öncesinde 600 yıl boyunca Osmanlı çatısı altında yaşayan Türkler, Kürtler ve diğer azınlık toplumları aynı toprakları paylaşmaları ya da kız alıp vermeleri gibi nedenlerle iç içe geçerek âdeta tek millet haline gelmişlerdir. Yanı sıra Osmanlı döneminde doğu illeri “Kürdistan” adıyla anılıyor, bölge insanına ise Kürdi deniliyordu. Bu coğrafi bölgede isim ırk, dil, din ayrılmıyordu. Her zaman bu noktada önemli olan İslamiyet konusuydu. isimlerin önüne; Erzurumî, Konyevî, Bursevî gibi vurgular eklenerek, şahsın o bölgeden olduğunu gösteren bir aidiyet takısı takılıyordu.

Saidi Nursi’de Osmanlı döneminde bu nam ile anılırdı. Sonrasındaysa söz konusu olan bu zat “Nursi” soyadını almıştır, hatta bazı kayıtlarda soyadı Okur olarak da geçer. Sonuç olarak

Bediüzzaman adıyla anılan Saidi Nursi, Kürtlerin içinden çıkmış ve tüm İslam alemine mal olmuş bir kişiliktir.

Nursî; kimliği ve düşünceleriyle yıllar yılı farklı düşünceler üreterek bunları kamuoyuna bilinç ve toplum inşası temeline dayatarak sunmaya çalışmıştır.

Saidi Nursi Kürtlükle İlgili Sözleri

Bediüzzaman Said Nursinin kürtlükle ilgili sözleri şöyledir: “Ve cesaret, sadâkat, diyanetin unvanı olan tabii Kürdlükle iftihar ediyorum. Nasıl ki, zaman-ı istibdad da bu tabii Kürtlük için tımarhaneye düştüm. Divanelerin hekimine dedim: eğer müdahane, temellûk, tazarru-u sinnevrî, tabasbus-u kelbî, menfaat-i umûmîyi menfaat-ı şahsîyeye feda etmek aklın muktezasından addedilmek lâzım gelirse, şahid olunuz ben o akıldan istifamı veriyorum. Ve divanelikle iftihar ediyorum.

Ey Kürtler! Tımarhaneyi kabul ettim ve Kürtlüğü lekedar etmemek için irâde-i padişahı ve maaş ve ihsan-ı şahâneyi kabul etmedim

“Biz ki Kürtüz, aldanırız, fakat aldatmayız. Bir hayat için yalana tenezzül etmeyiz…”

Ben ki; İslâmiyet’e, maârif-i İslâmiye’ye, ulemâya, talebeliğe ve Osmanlılığa ve Hilâfet’e ve İttihad-ı Muhammedîye’ye ve Kürtlüğe intisabım cihetiyle…” (Hutbe-i Şamiye Sayfa; 118, Tenvir Yayınları)

Saidi Nursi Hayatı

Saidi Nursi 15 yaşında medreseye giderken, hocası onda gördüğü temizliği ve nuru vurgulamak için ona Bedî-üz-Zamân, yani zamanın güzelliği lakabını takmıştır.

saidi nursi kürtlüğü

saidi nursi kürtçü müdür?

Saidi Nursi Nereli?

1878 yılında Bitlis/ Hizan ilçesi Nurs köyünde doğan Nursi, yedi çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğudur. Babası Mirza, annesiyse Nuriye ismini taşımaktadır.

Çocukluğunda yakın medreselerde eğitim gören Nursi, kendisinde görülen mükemmel hafıza gücü sayesinde ilk önce “Molla Said-i Meşhur” olarak tanınmaya başlar, Sonrasında Zamanın eşsizi anlamına gelen “Bediüzzaman” ismiyle anılmaya başlar.

Daha çocuk yaşlarda öğrenciyken 90 ilim kitabını ezberleyen Nursi, Şirvan, Bitlis, Doğubayazıd, Siirt, Tillo’dan, Mardin gibi şehirlere seyahat etmiştir. Son olarak Bitlis’e giden Nursi ardından Van’da 12 sene kalarak, eğitim metodunu kendisinin belirlediği bir medrese kurar. Aynı zamanda en büyük ideali de yine Doğu Anadolu’da kendi metotlarıyla ders verdiği ilk üniversiteyi kurmaktır. Din ilimleri, fen ilimlerini etnik dil serbestisinde öğretmeyi amaçlayan Nursi, Kahire’de kurduğu Ezher Üniversiteye “Medresetü’z-Zehra” dan esinlenen bir alimdir..

1907 yılında doğu illerinde Medresetü-z Zehra adında bir İslam üniversitesi kurmak amacıyla İstanbul’a gelen Nursi, tüm varını bu fikre adamıştır. “31 Mart Vakası” olarak anılan isyanda isyancıları yatıştırmaya çalışırken, yanlış anlamalar neticesinde olaya karıştığı iddiasıyla tutuklanır ama kısa süre sonra beraat eder.

1914 Birinci Dünya Savaşında Doğu cephesinde gönüllü olur ve milis alayı komutanı mertebesinde savaşa katılır. Hatta 1916’da Bitlis’te yaralanıp yakalanarak 2 buçuk sene Rusya’da esir edilir. 1917’deki Bolşevik İhtilaliyle kaçarak kurtulur. Leningrat’tan Almanya ardından Petersburg Varşova, Viyana, Sofya seyahatleriyle sonunda trenle 1918 Haziran’ında İstanbul’a geri döner. Bir dönem Genelkurmay’a bağlı olarak Osmanlı’nın en üst düzeydeki dinî danışma merkezinde /Mehmet Akif Ersoy’un sekreterliğinde “Darü’l-Hikmeti’l-İslamiye” de 4 yıl danışmanlık yapar.

1925 senesinde Van’da eğitim verirken, Şeyh Said hareketi çıkar, bu harekete katılmamasına rağmen 1926 yılında önce Burdur, 25 Ocak 1927 Isparta ve Eğirdir/Barla’ya gönderilir. Bu illerde 8 yıl boyunca kalırken, “Risale-i Nur” isimli Kur’an tefsirini yazar. Bazı eser ve fikirleri nedeniyle 1935 yılında Eskişehir Mahkemesinde davası görülür.

1936 yılında Kastamonu’ya sürgüne gönderilerek eserlerine devam eder. 1943’te Denizli Mahkemesi’nde, 1948’de Afyon Mahkemesi’nde davaları görülen davaları sonucunda neyse ki tüm mahkemeleri beraatle sonuçlanır.1950 yılında çok partili yönetime gelindiğinde devlette dine olan bakış açısı esnetildiğinden eserlerini matbaalarda bastırmaya başlar.

Said Nursi Ölümü Said Nursi Ne Zaman Öldü?

Saidi Nursi İslam la dolu dolu geçen bir hayatın, mükemmel eserlerinin ve aktarımlarının ardından 23 Mart 1960 tarihinde 82 yaşında Şanlıurfa’da hayata gözlerini yumar.

Said Nursi Mezarı Nerededir?

Naaşı Halilürrahman Dergâhı’nda bulunuyor. 27 Mayıs 1960 askerî darbesinin ardından Millî Birlik Komitesi, kabrini 12 Temmuz 1960 tarihinde Urfa’dan alarak Isparta’daki şehir mezarlığına nakletmiştir. Milli Birlik Komitesinin yapmış olduğu bu tutumla şuan mezarının nerede olduğu bilinmemektedir. Bediüzzaman Said Nursi Komitenin talimatıyla Kabrinden çıkarılarak bilinmeyen bir yere gizlenmiştir.

Saidi Nursi Eserleri

1 – İşârâtü’l-İ’câz Fî Mezâni’l-İ’caz: Nursi bu eseri 1. Dünya Savaşı’nda cephede yazmıştır. Fatiha ile Bakara suresinin bir kısım ayetlerinin yer aldığı bir tefsirdir. Kur’an’ın mucizesini ortaya koyar.

2 – Bediüzzaman’ın Tarihçe-i Hayatı: Yeğeni Abdurrahman Efendi tarafından yazılmıştır.

3 – Sünûhat: Bediüzzaman’ın Osmanlı’nın son dönemlerinde kaleme almıştır, İslam dünyasının problemleri anlatılır. Doğu ile Batı’nın çeşitli tahlillerle karşılaştırımı şeklinde yazılmıştır..

4 – Münâzârat: Osmanlı İmparatorluğu’nun meşrutiyete geçişi ile oluşan durumlar aktarılır.

5 – Hutbe-i Şamiye: 1911’de Bediüzzaman’ın İslamiyet’in o zamanki savunması ve milletin içinde bulunduğu sosyal problemler anlatılır.

6 – Divan-ı Harb-i Örfi: 31 Mart Olayı’nda tutuklandıktan sonra mahkemede yaptığı savunmayı ve milletin içinde bulunduğu sosyal problemler anlatılır.

7 – Muhakemat: sonradan külliyata dahil edilmiştir. Uslubu çok ağırdır. Müslümanların geri kalış sebepleri ve bunları gidermenin çareleri aktarılır.

8 – Katre ve Zeylü’l-Katre, Habbe ve Zeylü’l-Habbe, Şemme, Zeyl, Zehre ve Zehre’nin Zeyli: Manevi, ahlâk boyutu, iştima-i ve ilmî konular aktarılır.

9 – Mektûbat: Çeşitli mektupların karmasıdır. Ayrıca içeriğinde dua, oruç, tevhid ve dinde reform gibi konular ele alınır.

10 – Lem’alar: Genç-yaşlı, hasta-sıhhatli, kadın-erkek ayırımı yapmaksızın topluma yönelik risalelerin toplandığı bir kitaptır.

11 – Şualar: Genelinde imanî meselelerin ele alındığı yer yer çeşitli mektupların da bulunduğu bu eserde insanın yaratılış gayesi aktarılır.

12 – Asâ-yı Mûsâ: özellikle Meyve ve Ayetü’l-Kübra risalelerinden alınmış parçaların oluşturduğu bir eserdir. Allah’ı tanıma, ibadet, gençlere hitaplar, ölüm, ahiret inancı aktarılır.

13 – Sikke-i Tasdik-i Gaybî: Büyük bir bölümünde Hz. Ali, Abdülkadir Geylani, İmam-ı Rabbani gibi zatların anlatımları bulunuyor..

14 – Barla Lâhikası: R g. Barla Lâhikası: Risale-i Nur’un Barla’da telif edildiği günden Eskişehir hapsine kadar geçen süre içindeki mektuplaşmaların bir nüshasıdır.

15 – Kastamonu Lâhikası: Eskişehir hapsinden Denizli hapsine kadar geçen süre içinde müellifin Isparta’daki talebeleri ile arasında geçen mektupların nüshasıdır.

16 – Emirdağ Lâhikası: İki bölümden oluşur. İlk bölümünde Denizli hapishanesi, 2. bölümde Afyon hapsi sırasında talebelerle arasındaki mektup söyleşileri aktarılır.

17 – Tarihçe-i Hayat: 1958’de müellifin talebeleri tarafından hazırlanan ve kendi tashihinden geçen bu eserde hayatının son iki senesine kadar aktarımları bulunuyor.

18 – İman ve Küfür Muvazeneleri: Külliyatın temel eserlerinden imanla ilgili bölümlerin derlenerek meydana getirilmiş bir eser. Bu eserde imanın insana ve dünyaya olan faydaları anlatılır.

19 – Mesnevi-i Nuriye: ilk eserlerdendir. Risale-i Nur külliyatının bir çekirdeği niteliğindedir.

Saidi Nursi Diğer Eserleri

Nokta: İman rükünleri aktarılır.
Hakikat Çekirdekleri-1: Seçme vecizeler bulunur
Hakikat Çekirdekleri-2: Risale-i Nur’un özetini içerir
Lemaat: Risale-i Nur’lardaki konuların özetidir.
Şuaat: Hz. Peygamber’in nübüvvet ve risaletinin ispatı aktarılır
Rumuz: Kur’an’ın incelemesi şeklindedir.
Tulûat: içtimaî mevzuları işlenir.

okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI

  • Bayx
    6 sene önce

    Sii arabi ne kurt ne de türk….

    yorum beğen

Sıradaki içerik:

Saidi Nursi Kürt Müdür?