e
sv

Yasaklı Dilin Çığlığı Dengbejlik

 Aşağı yukarı bütün dengbejler yaşamlarının son zamanlarını büyük bir sefalet içinde geçirmiştir. Bu insanların vakti zamanında icra ettiklerinin bugün sağda solda yer alamıyor olması üzüntü vericidir. Neredeyse tamamıyla sözel bir kültüre sahip olan Kürt kültürünün aktarımının yılmaz taşıyıcıları, üreticileri ve muhafaza edicileri olarak ulvi bir göreve imza atan bu insanların birçoğunun kayıt edilebilmiş olmasına sevinmeli mi yoksa üzülmeli mi bilemiyorum.
yasaklı dilin çığlığı dengbejlik
avatar

Kundir

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Dengbejlerin hayatı üzerine yazılar yazdıktan sonra şimdi de Yasaklı Dilin Çığlığı Dengbejlik yazısı ile karşınızdayız. Bu yazımızda Dengbej kimlere denir? başta olmak üzere Dengbej sözlerine de yer vereceğiz. Şimdi Kürt edebiyatında önemli bir konumda yer alan Dengbejler Kimdir? gelin hep beraber öğrenelim.

Yasaklı Dilin Çığlığı Dengbejlik

Üstünde yaşadığımız toprakların, bu topraklarda yaşayan halkların acıları, sevinçleri, türkülerin tanıdık sözleri ve şiirin yıpranmamış halini çıplak sesle dile getirenlere DENGBEJ denilir. Deng ses demektir. Bej ise sese biçim verendir, sesi söyleyendir. Sese ruh kazandıran, sesi canlı hale getirendir. Sesi meslek edinmiş usta, mekânı ses olmuş insandır.

‘’Dengbej,sese nefes ve yaşam verendir.

Dengbej,sesi kelam,kelamı kılam,türkü haline getirendir.

Dengbej söyleyendir, anlatandır.

Tıpkı yazılı edebiyatın ilk dengbeji Homeros gibi.

Yani dengbej; söyleyen, sözü nakşeden, belleği canlı, diri tutan, hatta bellek olan.’’

Mehmed Uzun

     Sözlü Kürt kültürünün temelini oluşturan dengbejlik, binlerce yıllık Kürt edebiyatının, sanatının ve tarihinin günümüze kadar ulaşmasını dengbejler vasıtasıyla sağlayan temel bir yapıtaşıdır.Dengbejlik geleneği, Kürt kültürünün en eski sözlü edebiyatıdır.Dengbejlik ilk olarak serhat bölgesi dediğimiz Ağrı, Muş ve Doğu Anadolu’nun diğer illerinde ortaya çıkmıştır. Beş bin yıllık Kürt tarihinin taşıyıcıları olan dengbejler ürettiği ve dillendirdiği klamlarla ortaya çıkan dengbêjliği toplumun bir yaşam tarzı biçimine dönüştürmüştür.

Eğer bir dengbêjden söz edilecekse o mutlaka kutsal bir isim gibi en başa yazılan, en başta söylenen Evdalê Zeynikê olacaktır. Kürtlerin Homeros’u olarak nitelenen Evdal’ı görenlerin çok azı bugüne kadar gelebildi. Sözlü kültürlerde de zaten önemli olan yaşam değil onun etrafında dönen efsanelerdir. Her diwanhanede önce ondan söz edildi. Anlattıkları bütün yöreyi fethetti ‘qulıngo (Turnam)’ dengbêjliğin temel taşı oldu. Bu ‘kilam’ı bilmeyen dengbêj yoktur. Ölümünden sonra onun ‘kilam’larını, hikâyelerini dillendiren dengbêjler çıktı. Ve hikâyesine başlamadan, bu Evdalê Zeynikê’nin falanca hikâyesidir, dediler.

Dengbej Nedir?

Mehmed Uzun, Abdalın Bir Günü romanında, bu büyük Kürt dengbêjinin bir gününü anlatmış. Evdalê Zeynikê’nin ne zaman yaşadığına dair kesin bir bilgi yok. Uzun da romanda bunun üzerinde kronolojik bir tarih vererek durmamış zaten. Dönemde geçen olayları anlatarak, dolaylı bir tarihlendirme yoluna gitmiş. Ancak başka araştırmalar, Evdal’ın 1800’lü yılların başında yaşadığını tespit etmiş. Zeynikê annesinin adıdır. Babası o daha çocukken ölmüş. Kürtlerde genellikle çocuklar babalarının adıyla tanınır ancak babaları söz sahibi olamamış ya da erken bir zamanda ölmüşse, annesinin adıyla tanınır.

yasaklı dilin çığlığı dengbejlik
Yasaklı Dilin Çığlığı Dengbejlik

Uzun, Evdal’ın bir gününü bir dengbêjin dilinden aktarır. Bu dengbêj de Ehmedê Fermanê Kiki’dir. Ehmed’i Celadet, Ali ve Kamuran Bedirhan kardeşler, sürgün zamanlarında himayelerine almışlar ve hafızasındaki hikâyeleri yazıya geçirmişlerdir. Roman, Bedirhanilerin, Ehmedê Fermanê Kiki’den, Evdal’ı yazıya geçirmeyi istemesiyle başlar. Ehmed de, Evdal’ın bir gününü anlatmaya karar verir. Zorlanarak da olsa yazar. Kolay değildir çünkü sözü hayatı olan birinin yazıya geçmesi.

Evdalê Zeynikê’nin Anıt Mezarı

Evdalê Zeynikê ”Kürtlerin Homeros’u” 1800’lerin başında Dünyaya gelen efsane Dengbêj’in 100 yıldan fazla yaşadığı tahmin ediliyor…

”Evdal got: -Ez ji teyra, teyrê mijim,

Kerba Gulê, Xamûrê kerrî, gêjim,

Cîyê Gul rûnê, ezê tobekim,

Ez rûnanîm, ez nabêjim.”

Kürt coğrafyasında bir çığlık duyulacaksa dengbejlerin haykırışında bulur kendini Kürtler.Bu haykırışın yükseldiği coğrafya kanın,gözyaşının,acıların,isyanların kahramanlıkların kendine yer bulduğu bir coğrafyadır.İbn-i Haldun’un ‘’Coğrafya kaderdir.’’ cümlesi tam manada bu coğrafyayı tarif eder.Evdale Zeynekî’nin öğrencisi olan Reso dan sonra bu geleneği güçlü bir şekilde sürdüren Şakıro vefatına kadar bu geleneğin yılmaz bir taşıyıcısıdır.

Dengbêj Reso(Resoye Gopalan), Ferzê’nin şagirti (öğrencisi), Evdalê Zeynikê geleneğinden bir Dengbêj. Reso, 1890 yılında Karaçoban’nın Gopalan (Türkçe: Kopal) köyünde dünyaya gelmiştir. Ailesi Erivan muhacirlerindendir. Reso, okul yüzü görmemiştir. Genç yaşta Gopalan ve çevre köylerde çobanlık yaparak ailesinin geçimini sağlamıştır. Bu bölgede yaşayan Dengbêj Sîno’dan Dengbêjlik dersi almış, Kilam söylemeyi öğrenmiştir.

Reso gençliğinde hep köyden köye göç etmiştir. Gopalan’dan Bulanık’ın Xêrgis köyüne yerleşmiştir. Bu esna Serhat bölgesinin divan sahibi Dengbêjlerden Malazgirtli Ferzê’den çok etkilenir, onun ve Evdalê Zeynikê’nin kılamlarını seslendirmeye başlar. Reso, 1930’lu yıllarda patlak veren Ağrı İsyanına katılır ve isyan bastırıldıktan sonra bir süre için Suriye’ye kaçmak zorunda kalır. Döndükten sonra artık Kürdler arasında sayılan ve sevilen biridir. Hayata Renk Katan Dengbejler yazımızı da okuyabilirisiniz

Şakıro Kürdler arasında güzel sesinden dolayı ‘Kewê Ribat’ (Rabat Kekliği) ve ‘Şahê Dengbêjan (Dengbejlerin şahı)’ olarak anılan Şakiro (Şakir Deniz), kendisi gibi usta bir Dengbêj olan ‘Resoyê Gopala’nın öğrencilerindendir. ‘Şakirê Mezin’ ya da ‘Şakirê Bedih’ adıyla da tanınır. Aslen Ağrı (Karaköse)’nın Navik köyündendir. 1959 yılında ailesi topluca Adana’ya sürgün olarak gönderildiğinde genç bir delikanlıdır.

Dengbej Kimlere Denir?

1959-1966 yılları arasında toplam 7 yıllık sürgün hayatından sonra 1966 yılında Muş’a dönen aile, 2 sene sonra yani 1968 yılında Erzurum Karayazı’ya yerleşir. Günlerce durmaksızın kılam söylemesiyle nam salan en büyük Kürd Dengbêjlerinden birisidir. Ondaki ‘xulxulandin-hawînî’ (gırtlak yapma) çok az Dengbêjde görünen özelliklerinden en önemlilerindendi. Sadece Ortadoğu’da değil, Kürdlerin bulunduğu her parzemin ve alanda tanınan bir-iki dengbêjden birisidir.(1)

 Aşağı yukarı bütün dengbejler yaşamlarının son zamanlarını büyük bir sefalet içinde geçirmiştir. Bu insanların vakti zamanında icra ettiklerinin bugün sağda solda yer alamıyor olması üzüntü vericidir. Neredeyse tamamıyla sözel bir kültüre sahip olan Kürt kültürünün aktarımının yılmaz taşıyıcıları, üreticileri ve muhafaza edicileri olarak ulvi bir göreve imza atan bu insanların birçoğunun kayıt edilebilmiş olmasına sevinmeli mi yoksa üzülmeli mi bilemiyorum.

Çünkü melodik bir yapısı bulunmadığından ve pazarlanabilir olmadığından müzik endüstrisinin içinde yer alamayan bu müzik türü,geçmişte manuel olarak kaset kopyalayan müzik dağıtıcılarında ve günümüzde youtube vb. müzik sitelerinde dağılıp-ufalanıp gitmektedirler. Hâlbuki yıllardır üretilmiş olan destanlardan tutun da hemen her önemli olay için doğaçlama eserler verebilen zenginlikteki bir kültürün ve devrin kapanışına ağıtlar yakmaktan ötesi yok gibi. Keşke hak ettiği şekilde uğurlayabilseydik bu birikimi.


MURAT KOŞİK – Basnews

okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI

Sıradaki içerik:

Yasaklı Dilin Çığlığı Dengbejlik